11 Temmuz 2014 Cuma

SAHAFTAN 6 - Oben Güney "İnsanda Tiyatro Tiyatroda İnsan"


Sahaftan
İNSANDA TİYATRO – TİYATRODA İNSAN

            “Tiyatroda Yaşam – Oyun İlişkisi” ni okurken “Homo – Ludens” i ikinci kez okumaya yöneldiğimi söylemiştim. “Homo –Ludens”i ilk okuyuşumdan kalan, sayfa kenarına yazdığım şu küçük not çok ilgimi çekti. “Oynayan İnsan: Bu deyimi daha önce bir yerde okumuştum. İnsanda Tiyatro…” Tamamen unutmuşum. Yeniden düşününce kitaplığımın üst raflarında öylece bana bakan bir başka kitapla karşı karşıya kaldım. “İnsanda Tiyatro – Tiyatroda İnsan” Oben Güney’in kitabı. Heyecanla karıştırmaya başladım sayfalarını. (İlk sayfasına şu notu düşmüşüm. “Kitabı ikinci alışım.” Demek ki ilk aldığımı bir arkadaşıma kaptırmışım.) Seksenlerin ikinci yarısında okumuştum Oben Güney’in kitabını. Tekrar basımını yapılmadı ne yazık ki. İlk sayfada birinci cilt yazıyor. Oben Güney ikinci cildi hazırladığı halde kitaplaşmasını göremeden, erken denecek yaşta hayata veda etti.
Tiyatroya çok emek vermiş, değerli bir tiyatro adamı Oben Güney. Oyuncu, yönetmen, oyun yazarı, araştırmacı…  İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan 1983 yılında uzaklaştırılanlardan biri. Daha sonra geri dönmüş dönmesine ama sağlığını kaybetmiş. Çok sıkıntı çekti o kuşak, çok. Kendisinin yazdığı yaşam öyküsünde sözünü ediyor o yıllardan. Çoluk çocuk aç kaldıklarını, evlerinin kirasını ödeyemediklerini, dışarıda yaptığı işlerinde gene ‘tiyatrocu dostları’(!) tarafından engellendiğini anlatıyor.
Tiyatro, başlangıcından beri hem toplumu yansıtan bir ayna, hem de onu yönlendiren bir güç olduğu ölçüde çağdaş bir sanat olabilmiştir. Sadece estetik açıdan değil sosyo ekonomik açıdan da tiyatronun irdelenmesi önemli. Bu da tarihsel bir perspektif gerektirir elbette ki. Tarihsel gelişime baktığımızda tiyatronun (aslında bütün olarak sanatın) insanın yaratıcı etkinliklerinin bütününden soyutlanamayacağı görülecektir. İnsanın alet yapması, yapıcı olması daha sonraki davranışlarını, düşüncelerini, hatta inançlarını etkilemiştir. İnsanlığın ortak mirası olan kültür birikimlerinden, düşünce gelişimlerinden, sanat ve felsefeden, ilkel dürtülerden ve hatta dinsel yapılardan yararlanarak tiyatronun kökenine dair düşünce üreten önemli bir kaynak Oben Güney’in kitabı.
Kitabın ilk kırk sayfasında insanı çarpan bir “Varoluşçuluk” bölümü var. Sonra sanatın başlangıcına gidiyoruz. İlkel topluluklardan uygarlıklara yöneliyoruz. Daha ilk topluluklardan başlayarak toplumların düşünsel yanına yöneliyor yazar. Düşünsel yanı elbette ki dinsel yanla birleşiyor. Totemizmden Antik Yunan Tanrılarına… Düşünen, algılayan insan, sonra taklit eden insan, alet yapan insan ve oynayan insan… Oben Güney insanı oynayan insan olarak da ele alıyor ve insanla tiyatro arasındaki ilişkiye doğal bir boyut kazandırıyor. Home Ludens’i işte bu kitapta okumuşum ilk. Ama öylece kalakalmış satır aralarına yazdığım küçük notlarda.
“İnsanda Tiyatro – Tiyatroda İnsan” sadece tiyatro kuramcılarına yönelerek, onların düşüncelerine başvurularak yazılmamış. Toplumsal ve düşünsel yapılar, uygarlıklar, kültürel birikimler ele alınarak tiyatro ve insan ilişkisi bütün tarihsel yönleriyle yorumlanmış.
Birinci cilt insanın başlangıcından orta çağa kadar geliyor. Aynı bütüncül bakış açısıyla ikinci cildi de okumak istiyor insan. Keşke bu ciltle birlikte ikinci cilt de basılsa. Oben Güney’in, korunup korunmadığından bile habersiz olduğumuz arşivi araştırmacısını ve yayıncısını bekliyor. Kim bilir, tiyatro adamlarımızın birikimlerinden yararlanmanın önemli olduğunu anlarız bir gün… (Türk Tiyatrosu üzerine kuramsal çalışmaların büyük bir bölümü ancak sahaflardan edinilebiliyor da, o yüzden dedim…) Geç olmasa bari!


Hamiş: Oyun, yaşam, insan üzerine kafa yormaya niyetlenenlere küçük bir not. Bir de Bernard Suits’in “Çekirge – Oyun, Yaşam ve Ütopya” kitabı var ki. Mutlaka “Homo Ludens” le birlikte okunmalı. Günümüzde kazanç kurallarına indirgenen yaşamı reddeden, değerler yitimine karşı oyun ütopyasını savunan iflah olmaz bir çekirgeyle tanışacaksınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder