Sahaftan
Kör Karga
Kadir Yüksel
1972
yılında Yeditepe Yayınları arasında
yayımlanan Kör Karga O. Zeki
Özturanlı’nın dördüncü öykü kitabı. İlk kitabı Mühür 1962’de yayımlanır. Tabanca
1969’da, Başakçılar 1970’te
yayımlanacaktır. Kısa sayılabilecek yaşamına sığdırdığı dört öykü kitabının
yanında Kent Oyuncuları tarafından güçlü bir kadroyla oynanan, oynandığı
yıllarda oldukça ses getiren Batak Göl
adlı bir oyunu da var. Oyun 1969’da Kent Oyuncuları Yayınları arasında
yayımlanır.
1926’da
Söke’de doğar O. Zeki Özturanlı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni
bitirdikten sonra Söke’de serbest avukat olarak çalışır. 1982’de öldüğünde 56
yaşındadır. Son on yılında neden yazıdan koptuğunu bilemiyorum. Oysaki önemli
bir tiyatroda oynanan, ses getiren bir oyunun sahibidir. Tek oyunla kalır, oyun
yazmayı sürdürmez. Öyküleriyle o dönemin önemli bir yayınevinin yazarları
arasındadır, dergilerde öyküleri, söyleşileri
yayımlanmaktadır. 1972’den ölümüne kadar geçen on yıllık süre içinde
yeni bir öykü kitabı yayımlamaz.
Gerçekçi
bir bakışla, klasik kurgulamanın öne çıktığı öyküler olduğunu söyleyebiliriz
dört kitapta bir araya getirdiklerinin. Toplumsal sorunları, özellikle Ege
yöresinin sorunlarını, insanlarını, toprakla boğuşan kırsal kesimi, sağlıklı
bir gözlem gücüyle öykülerine taşır. Avukat olmasının, Söke’de yaşamasının,
öykülerinde çevresini, iyi tanıdığı insanları, tanık olduğu olayları ele
almasında büyük payı olmalı kuşkusuz. Olaya dayalı anlatımı yalınlıkla,
akıcılıkla, içtenlikle, sağlam kurgu anlayışıyla birleşir. Dönemine göre özenli
bir dil kullandığını, temiz bir dille yazdığını söylemeliyiz. Bu arada,
özellikle o yörenin ve göçmenlerin şive özelliklerini neredeyse her öyküde başarıyla
kullandığını, diyaloglarda ustalıklı davrandığını unutmamalı. Gerçekçi damara,
kırsal gerçekçi anlayışa eklenebilecek bir yazar olduğunu düşünüyorum. Erken ölümü,
ömrünün son on yılındaki küskünlüğü ya da nedenini bilmediğimiz verimsizliği
yazarlığını daha geniş bir alana taşımasını engelleyecektir.
Sekiz
öykü yer alıyor kitapta. İlk öykü kitaba da adını veren “Kör Karga” adlı
öyküdür. Dördüncü çocuğu da kız olarak doğan kadın kocasının şiddetiyle
karşılaşır. Adam kadının gözünü çıkarır ve köylülere karşı yüzü tutmadığı için
evi terk eder. Kadın tek başına kalır ve çocuklarını büyütür. Küçük kızın küçük
bir ameliyatla erkek olabileceğini söyler doktor. Erkek olunca babasına haber
salınır. Baba eve geri döner, ama kadının gözü geri gelmeyecektir. Adamın “biz
de evde kör karga besleriz” sözleriyle biter öykü. “Camping” adlı öykü kitabın
en güzel öykülerinden biri. Hem diliyle, anlatımıyla, hem de ele aldığı konuyla,
mizaha da yaslanan yapısıyla… Para babası bir adamın asker emeklisi ortağıyla
el ele verip turistik bir kamp işletmesinin öyküsüdür. “Josette Christine”
kentte geçen öykülerden biridir. Kendisini herkese farklı farklı isimlerle ve
mesleklerle tanıtan bir sokak kadınıyla, kadın özlemi çeken yalnız bir adamın
lokantada karşılaşmalarını konu alır. “Mektup” öyküsü de kitabın iyi
öykülerinden biri. Yüksek miktarda vergi kaçıranları yakalayan memur,
dürüstlüğünün kurbanı olur, yakaladığı ağaların iftiralarına uğrar ama geri
adım atmaz, gönlü rahattır. Köyündeki anasının yolladığı mektupta ise ailesinin
sefaletinden söz edilmektedir.
“Karpuz” öyküsünde biri olgun, diğeri
ham iki karpuzun gözüyle anlatır öyküyü. Alegorik bir anlatımla karpuzların
tarladan, kesilecekleri zamana kadar başlarından geçenler anlatılır, yoksul
insanların yaşamlarına göndermeler yer alır. Son öykü “Eskici Davut Ağa” yaşlı
bir adamın, bir ayakkabı tamircisinin yalnızlığının öyküsüdür.
Dört
öykü kitabı ve bir oyunla edebiyatımızdan ayrılması ne kötü O. Zeki
Özturanlı’nın. Keşke en ustalıklı ürünlerini vereceği dönemlerde de
verimliliğini sürdürebilseydi. Bazı öykücülere bu yönleriyle üzülmemek elde
değil. En azından bir sahafta dolaşırken elinize geldiğinde, gözünüze
çarptığında elinizi çekmeyin, ilginizi eksik etmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder