Sahaftan
Türk Dili – Tiyatro Özel Sayısı
1980 darbesinden sonra kapatılan
Türk Dil Kurumu’nun dergisiydi Türk Dili.
Sorumlu yönetmeniyse dilimizin gelişimine büyük emekler vermiş Ömer Asım Aksoy.
Derginin özel sayıları bugün bile geçerliliğini koruyan başvuru kaynakları
niteliğinde. Türk Şiiri, Deneme, Günlük, Eleştiri, Roman ve Öykü üzerine
düzenlenmiş özel sayılar ancak sahaflardan bulunabiliyor. Tiyatro Özel Sayısı da derginin Temmuz 1966 tarihli 178. Sayısı
olarak yayımlanmış. Diğer özel sayılarda olduğu gibi bu sayıda da o konunun
sorunlarına, estetiğine önem verilmiş, konuyla ilgili düşünceler üretilmesine
çalışılmış. Çok boyutlu hazırlıklarla yayımlandığı hemen anlaşılıyor bu
sayıların. Ben Öykü, Roman, Deneme ve Tiyatro özel sayılarına ulaşabildim.
Bir dil ve yazın dergisi olmasına
karşın tiyatro özel sayısı, tiyatronun farklı disiplinleri de içinde barındıran
bir sanat olduğu unutulmadan hazırlanmış. Beş bölüme ayrılıyor dergi. Birinci
bölüm Türk Tiyatrosuna ayrılmış. İkinci bölümde tiyatronun tanımı, estetiği,
kavramları üzerine dünya tiyatrosunun önemli adlarının çevirilerine yer
verilmiş. Üçüncü bölüm dünya tiyatrosunun önemli oyunları üzerine yazılan
yazılardan oluşuyor. Dördüncü bölüm yönetmene, dramaturga ve oyunculara
ayrılmış. Beşinci ve son bölümde ise tiyatronun diğer etmenleri, dekor, kostüm,
müzik ve ışık üzerine yazılar yer alıyor.
Türk
tiyatrosu tarihi üzerine Mustafa Nihat Özön’ün kısa bir yazısı var girişte.
Nureddin Sevin’in, Metin And’ın, Burhan Arpad’ın tiyatro tarihimizin belli
başlı yönlerine ilişkin yazılarının ardından anılara ve görüşlere yer verilmiş.
Oyun yazarları, yönetmenler, oyuncular tiyatromuz üzerine düşüncelerini,
görüşlerini yazmışlar. Muhsin Ertuğrul’dan, Kemal Küçük’e, İ. Galip Arcan’a,
Ahmet Kutsi Tecer’den Lütfi Ay’a, Nurullah Ataç’tan Turgut Özakman’a kadar pek
çok ustanın tiyatromuz üzerine düşünceleri. Özellikle Haldun Taner’in, İsmayıl
Hakkı Baltacıoğlu’nun ve Sabahattin Kudret Aksal’ın yazıları mutlaka okunması
gereken, üzerine düşünülmesi gereken yazılar. Tiyatromuzun sorunları öne
çıkıyor bu yazılarda. Bir yandan tiyatro yapılarımızın, tiyatrolarımızın azlığı
ele alınırken, bir yandan da nasıl bir tiyatroya yönelmemiz gerektiği
tartışılıyor. Ama bütününe baktığımızda, ulusal tiyatro anlayışının nasıl
sağlanacağı konusunda düşünceler üretilmesi öne çıkıyor.
Tiyatronun
tanımı, estetiği ve kavramları üzerine hazırlanmış yüz sayfalık ikinci bölüm
dünya tiyatrosunda derin izler bırakmış oyun yazarlarının yazılarına ayrılmış.
Hemen bölümün başında Strindberg’in “Modern
Oyun Yazarlığı ve Modern Tiyatro Üstüne” adlı müthiş bir yazısı var. Anton
Çehov’un oyun yazarlarına öğütleri, W.B. Yeats’ın “Dil, Kişi, Yapı”, Eugene O’Neill’in “Maskeler Üzerine”, Lorca’nın “Tiyatronun
Sorumluluğu”, Ionesco’nun “Gene Öncü
Tiyatro Üzerine”, Dürrenmatt’ın “Tiyatro
Sorunları” adlı yazıları ve John Osborne’un bildirisi mutlaka okunmalı. Bu
yazıları çevirenlerse Cevat Çapan, Özdemir Nutku, Bilge Karasu, Şadan
Karadeniz, Tahsin Saraç, Suat Taşer, Salah Birsel, Melahat Özgü gibi dilimizin
ustaları.
Dördüncü
bölümse tiyatronun sahne üstüne, sahnelemeye ayrılmış. Dramaturg, sahneye
koyma, oyunculuk kuramı üzerine yazılar yer alıyor. Stanislavski’nin, Gordon
Craig’in, Max Reinhardt’ın, Jean Louis Barrault’un yazıları. Bu yazıların bir
kısmı daha sonra Suat Taşer tarafından “Sahneye
Koyma Sanatı” adlı kitaba alınmıştı. Derginin beşinci ve son bölümü
tiyatronun görselliğini sağlayan etmenlere, dekor, kostüm, müzik ve ışığa
ilişkin yazılardan oluşuyor. Roland Barthes’in “Tiyatro Giysisi Hastalıkları”, Alfred Jarry’nin “Dekor ve Oyuncu” adlı yazıları ilginç
ve önemli bir yazılar.
Özenle
hazırlanmış bir özel sayı bu. Altmışlı yılların o çok canlı tiyatro ortamında
çağdaş tiyatro düşüncemizi etkileyecek, ufuk açıcı yazılar olduğunu söylemek
gerekiyor. Bu yazıların birçoğu kitaplara girmemiş, bu özel sayının
sayfalarında kalmış. Bugün bile bizi etkileyebilecek, tiyatro üzerine yeniden
düşünmemizi sağlayabilecek yazılar.
Eski Türk Dil Kurumu
özel sayılarıyla yazın alanımıza çok önemli katkılar sunuyor, bugün bile
aranan, kaynak olan sayılar hazırlıyordu. 1980 darbesiyle kapatıldıktan sonra
yerine tuhaf bir yapıyla kurulan Türk Dil Kurumu’nun böylesi kalıcı özel
sayılar hazırladığını görmedim. Hazırlayabileceğini de sanmıyorum. Çünkü bunun
için çağdaş yazın düşüncelerini önceleyen bir bakış açısı gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder