Sahaftan
Çölde Bir Deve
1965 yılında Yeditepe Yayınları
arasında yayınlanan Çölde Bir Deve
adlı öykü kitabının yazarı Cengiz Yörük, bu kitabıyla 1966 yılında Sait Faik
Hikâye Ödülü’nü kazanır. Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Yörük Ali Efe’nin
oğludur. İlk öyküsü Küçük Dergi’de
1952 yılında yayınlanır. 1954 yılında ilk kitabı Yoldaki Taşlar yayınlanır Yeditepe Yayınları arasında. Varlık, Yeditepe gibi dergilerde de
öyküleri yayınlanmaktadır. İkinci kitap Çölde
Bir Deve ilk kitaptan on bir yıl sonra gelir, 1965’te.
1950’li yılların ikinci yarısı ve
altmışların başlarındaki öykü kuşağının arasına girmez Cengiz Yörük. 1950
kuşağı olarak adlandırılan kuşağın yenilikçi denemelerine, öyküdeki
arayışlarına katılmaz. Bilmem ki, o kuşağın dışında kalması mı getirdiği
küskünlüğünü? Küskünlüğünü diyorum, çünkü 1967’de yayınlanan son kitabı Yalnız Kalanlar’dan sonra öykü kitabı
yayınlamaz. Dergilerde kalan az sayıda öyküsü olabilir, araştırmak gerek. Bir
süre ticaretle uğraştıktan sonra, İstanbul’da kurduğu bir reklam şirketini
işletir. Yazar sözlüklerinde fazla bir bilgiye ulaşılmıyor. Öyküleri üzerine
bir inceleme yazısına da rastlayamadım.
Öykülerinde alışılmış kalıpları
kırmaya çalıştığını, farklı kurgulamalara, söyleyişlere yöneldiğini
söyleyebiliriz Cengiz Yörük’ün. Gerçekçi anlayışına, açık bir anlatımı
yeğlemesine karşın dönemin kendi anlayışına yakın öykücülerinden farklı bir ses
yakalayabilmiştir. Ama 50 Kuşağının öyküdeki devrimci tutumunun, anlatımın ve
yenilikçi bir öykü yapısı kurabilmenin dışında kalmıştır.
Sait
Faik Hikâye Ödülü alan Çölde Bir Deve
adlı öykü kitabında Ege yöresinin köy, kasaba gerçekliğine, insanların gündelik
yaşam içindeki açmazlarına, yoksunluklarına ilişkin öyküler yer alıyor.
İnsanlarını her yönüyle çiziyor Cengiz Yörük. Bir yanıyla onlara sevecen
yaklaşırken, diğer yanıyla kötücül yanlarını, çatışmalarını anlatmaktan
kaçınmıyor. Bu kitaptan sonra gelen Yalnız
Kalanlar adlı öykü kitabı ise önceki iki kitabının da önüne çıkıyor. Öykü
kitaplarına daha derinlikli bir bakış yapmayı isterdim, bu yazının sınırlarını
aşıyor ne yazık ki.
Cengiz Yörük sayısı hiç
de az olmayan unutulmuş öykücülerimizden biri. Yakaladığı güçlü sesi
sürdürebilseydi ya da 50 Kuşağının içinde yer alsaydı, bugün başka türlü söz
edecektik Cengiz Yörük’ten, çünkü üç kitabıyla iyi bir öykücü olduğunu
gösteriyor. Belki de öykülerinin toplu basımı yapılabilir, dergilerde kalmış
öyküleri araştırılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder