11 Temmuz 2014 Cuma

Ölüler ve Periler


                                                       Ölüler ve Periler
Zeynep Ünal’ın Ölüler ve Periler adlı ilk öykü kitabı bu yılın başında Ayizi Kitap Yayınları arasında yayımlandı. Yazarın Mitos Boyut Yayınları arasında yayımlanan Radyo Oyunları kitabını geçtiğimiz yıl edinip göz atmıştım. Serde tiyatroculuk var ya, “acaba sahne oyununa dönüşebilir mi?” diye düşünüp ayrı bir yere koymuştum. Radyo oyunları üstüne düşünmeye zaman bulamadan öyküleriyle çıkageldi öykü vitrinine. Başka bir türde, ama dramatik yazının özelliklerinden yararlandığı ilk okuyuşta kendini gösteren bir öykü dili var Zeynep Ünal’ın.   
Ölüler ve Periler on bir öyküden oluşuyor. Yaşamın içinden an’ları anlatırken bu an’ların gizemini yakalamaya, sıradanın içinde var olan sıra dışılığı okuyucusuna duyumsatmaya çalışıyor. Gizemli kaybolmalar, bilinmeyen hastalıklar, pisi pisine ölümler, geçmişte kalmış günahlar dolaşıyor öykülerde. Bu arada öykülerin bütününe içten içe yayılıyor gündelik yaşama özgü şiddet öğeleri. Polisiye kurgusuna yer verildiğini de söylemek gerekli. Merak öğesini, öykü kişilerindeki değişimleri iyi kullanıyor Zeynep Ünal.
İlk öykü “Devon Misafiri” gerek kurgusuyla, gizemiyle, gerekse anlatımıyla kitabın en güzel öykülerinden biri. Doğu Ekspresi’nde işlenen bir cinayet, cinayetteki gizeme ortak olan, polisiye roman okuru genç kız… Gündelik yaşamın içinden ayrıntılarla örülü özenli bir anlatım. “Asya Mandası” adlı öykü, kadının yeni doğum yapmış gelinleriyle arasındaki iç gerginliğin öyküsü. “Kabusname” bir medyum öyküsü. “Çıt Çıt’ın Sonu” vapurda sakız çiğneyen bir kadının tuhaf sonuyla yer ediyor okuyucuda. “Annemin Nesi Var?” geçmişin izleriyle gelen psikolojik bir rahatsızlığa odaklanıyor. “Keşke Açmasaydım” ana kız çatışmasıyla kurulu. “Kantitatif Analizler” yurtdışında eğitime devam eden genç kızın, geride kalan erkek arkadaşına yazdığı, yurtdışında yaşadıklarına, geçmiş okul anılarına ve ilginç bir rüyaya yaslanan mektubu. “Ivır Zıvır”, bilgisayarda dedektiflik oyunları oynayan bir genç kızın, mahallede oturan, yalnız yaşayan yaşlı kadının evine gitmesiyle başlar, gizemli olaylar ardı ardına gelecektir.
Bütün öykülerde ayrıntıların seçimi önem taşıyor. Bu ayrıntılar öyküde kurgusal boşluklar bırakmıyor. Özellikle anlatımın gözlemci bir yapıya kavuşmasını sağlıyorlar. Bazen sinematografik anlatıma yaslandığını da söyleyebiliriz sanıyorum, çevre ayrıntılarının kullanımı bu konuda etkili oluyor. Radyo tiyatrosu ve polisiye oyun yazıyor olması öykülerdeki diyalogların etkili olmasını getiriyor.       
            Sade, abartıdan uzak, yalın bir dili var Zeynep Ünal’ın. Günlük konuşma dilini iyi kullanıyor, betimlemeleri yerli yerinde yapıyor. Bazı öykülerde özellikle kullandığı alaysı dile, mizah öğelerine de dikkat çekilmeli.

            İlk kitabıyla öykücülüğümüzde hangi kanaldan yürüyeceğini duyumsatıyor Zeynep Ünal. Gizemli, irkiltici, fantastiğe yaslanan kurgularla ilerleyen grotesk öyküler.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder