Ölüler ve Periler
Zeynep Ünal’ın Ölüler ve Periler
adlı ilk öykü kitabı bu yılın başında Ayizi Kitap Yayınları arasında
yayımlandı. Yazarın Mitos Boyut Yayınları arasında yayımlanan Radyo Oyunları kitabını geçtiğimiz yıl
edinip göz atmıştım. Serde tiyatroculuk var ya, “acaba sahne oyununa
dönüşebilir mi?” diye düşünüp ayrı bir yere koymuştum. Radyo oyunları üstüne
düşünmeye zaman bulamadan öyküleriyle çıkageldi öykü vitrinine. Başka bir
türde, ama dramatik yazının özelliklerinden yararlandığı ilk okuyuşta kendini
gösteren bir öykü dili var Zeynep Ünal’ın.
Ölüler ve Periler on bir
öyküden oluşuyor. Yaşamın içinden an’ları anlatırken bu an’ların gizemini
yakalamaya, sıradanın içinde var olan sıra dışılığı okuyucusuna duyumsatmaya
çalışıyor. Gizemli kaybolmalar, bilinmeyen hastalıklar, pisi pisine ölümler,
geçmişte kalmış günahlar dolaşıyor öykülerde. Bu arada öykülerin bütününe içten
içe yayılıyor gündelik yaşama özgü şiddet öğeleri. Polisiye kurgusuna yer
verildiğini de söylemek gerekli. Merak öğesini, öykü kişilerindeki değişimleri
iyi kullanıyor Zeynep Ünal.
İlk öykü “Devon Misafiri” gerek kurgusuyla, gizemiyle, gerekse
anlatımıyla kitabın en güzel öykülerinden biri. Doğu Ekspresi’nde işlenen bir
cinayet, cinayetteki gizeme ortak olan, polisiye roman okuru genç kız… Gündelik
yaşamın içinden ayrıntılarla örülü özenli bir anlatım. “Asya Mandası” adlı öykü,
kadının yeni doğum yapmış gelinleriyle arasındaki iç gerginliğin öyküsü. “Kabusname”
bir medyum öyküsü. “Çıt Çıt’ın Sonu” vapurda sakız çiğneyen bir kadının tuhaf
sonuyla yer ediyor okuyucuda. “Annemin Nesi Var?” geçmişin izleriyle gelen
psikolojik bir rahatsızlığa odaklanıyor. “Keşke Açmasaydım” ana kız
çatışmasıyla kurulu. “Kantitatif Analizler” yurtdışında eğitime devam eden genç
kızın, geride kalan erkek arkadaşına yazdığı, yurtdışında yaşadıklarına, geçmiş
okul anılarına ve ilginç bir rüyaya yaslanan mektubu. “Ivır Zıvır”,
bilgisayarda dedektiflik oyunları oynayan bir genç kızın, mahallede oturan,
yalnız yaşayan yaşlı kadının evine gitmesiyle başlar, gizemli olaylar ardı
ardına gelecektir.
Bütün öykülerde ayrıntıların seçimi önem taşıyor. Bu ayrıntılar öyküde
kurgusal boşluklar bırakmıyor. Özellikle anlatımın gözlemci bir yapıya
kavuşmasını sağlıyorlar. Bazen sinematografik anlatıma yaslandığını da
söyleyebiliriz sanıyorum, çevre ayrıntılarının kullanımı bu konuda etkili
oluyor. Radyo tiyatrosu ve polisiye oyun yazıyor olması öykülerdeki
diyalogların etkili olmasını getiriyor.
Sade,
abartıdan uzak, yalın bir dili var Zeynep Ünal’ın. Günlük konuşma dilini iyi
kullanıyor, betimlemeleri yerli yerinde yapıyor. Bazı öykülerde özellikle
kullandığı alaysı dile, mizah öğelerine de dikkat çekilmeli.
İlk kitabıyla öykücülüğümüzde hangi
kanaldan yürüyeceğini duyumsatıyor Zeynep Ünal. Gizemli, irkiltici, fantastiğe
yaslanan kurgularla ilerleyen grotesk öyküler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder