12 Şubat 2016 Cuma

Sahaftan - 10 Garo Alagöz



Seçenekler için tıklayın

Garo Alagöz
Sıcak Yazın Getirdiği Öyküler,

Kadir Yüksel

            İnternette görüp çıktısını aldığım bir ölüm ilanı. 20 Mart 2015 tarihli. “Vefat. (…) şirketi kurucusu, İstanbul aşığı, hikâyeci yazar, ÇORBACIMIZ, GARO ALAGÖZ Fransa’da vefat etmiştir. Naaşı 20 Mart Cuma günü Nice’de toprağa verilecektir. Sevenlerinin başı sağ olsun.
            İstanbul aşığı, hikâyeci yazar, çorbacı Garo Alagöz’ün öyküleriyle ilk tanışmam Ersan Erçelik’in yazısıyla olmuştu. O yazıdan sonra peşine düşüp üç öykü kitabını da edinmiştim Garo Alagöz’ün. İrma ve Elma Ağacı 1975’de, O Her Şeyi Çift Severdi 1977’de, Sıcak Yazın Getirdiği Öyküler ise 1979’da yayımlanmış. İlk kitabından sonraki iki kitabında şu not yer alıyor “Bu kitap okurlarıma armağan olarak basılmıştır. Bu nedenle bedelsizdir, fiyat konmamıştır.”
            Gerçekçi bir bakışla, okuyucusuyla söyleşir gibi, insan sevgisiyle yazıyor öykülerini. Dili özenli, kıvrak, yalın. Gündelik yaşamın içinde her zaman tanık olduğumuz olayları, yanı başımızda yürüyen tanıdık insanları yazıyor. Ben anlatıcıyla kurulu öyküler, hepsi yaşamından alınmış gibi, zaten kendi adını da, işini de, doğduğu yaşadığı yerleri de, hatta çocuklarının adını da kullanıyor sık sık. Öykülerinde ironi önemli bir yer tutuyor. Öykü kişileri yer yer erotizmle, melankoliyle gündelik yaşam karşısında gülümsetiyor okuyucusunu.
            Sıcak Yazın Getirdiği Öyküler sekiz öyküden oluşuyor. Kitabın ilk sayfasında “Bu dünyada yaşıyan bütün insanların birbirini sevmesi gerek” notu düşülmüş. Kitabın içindeki öyküler de bu giriş notuna çok uyuyor. Sevgiyle yazılmış öyküler, öykü kişileri sevgiyle çizilmiş. Ama bu sevgi insanları her yönleriyle görüp yazmasını engellemiyor Garo Alagöz’ün. “Ayakkabılarla Konuşma” adlı öykü anlatımındaki içtenliğiyle, yalın, içine alıveren diliyle güzel bir öykü. Kongreye katıldığı İtalya’da bir alışveriş mağazasında tanıştığı kızla bir kaç gün birlikte olur. Sonu hem gülümsetecek hem de gerçekle yüzleştirecektir. “Yat Bakıcısı” adlı öykü Doğu Anadolu’da askerliğini yapıp İstanbul’a dönen Garo’nun yaz ayları için bulduğu geçici işi yat bakıcılığında başına gelenleri okuruz. Elbette o dünyanın insanlarına farklı bir bakış yer alır öyküde, erotizm de dozunda yerini alacaktır. “Çanakkale” askerliğini yedek subay olarak yapan öykü kişisinin başından geçenleri anlatan bir askerlik öyküsü. “Pembe Bikini” de kitabın güzel öykülerinden biri.

            Garo Alagöz’le ilgili fazla bilgi edinemedim ne yazık ki. Ermeni asıllı, sanayici, öykülerinin bir kısmı yurtdışındaki dergilerde yayımlanmış. Öykülerinde sıklıkla yurtdışı gezilerini yazıyor, özellikle İtalya ve Fransa. Yaşamının son yıllarını mı, yoksa daha öncesini mi Fransa’da yaşadı bilemiyorum. İstanbul aşığı hikâyeci, çorbacı, âşık olduğu şehirde son yolculuğuna uğurlanamamış. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder