Sahaftan
ŞAHAP SITKI - ACI
Kadir Yüksel
İlk
kez Seçilmiş Hikayeler dergisinin
sahaflarda bulduğum sayılarını karıştırırken rastlamıştım Şahap Sıtkı adına.
Derginin sürekli yazarı gibiydi, sıklıkla yayımlanıyordu öyküleri. Bir de özel
sayı yapmıştı dergi, onun öykülerine, onun hakkındaki kısa düşüncelere yer
verilen küçük bir özel sayı. Daha sonra sahaflarda kitaplarını arayıp buldum.
Öykü kitaplarının yanı sıra romanları vardı, bir de oyunu, Devlet Tiyatrosunda
oynanmış. İlk öykü kitabı 1957’de yayımlanan Çırılçıplak, Bulut Gelir Pare
Pare 1958’de, Gülen Ayva Ağlıyan Nar
1959’da, Şubat Gecesi 1964’te, Acı 1970’te yayımlanmış. Aynı tarihler
arasında Gün Görmeyen Sokak, Toprak,
Gökkuşağı, Horoz Değirmeni, Kimin İçin gibi romanlara imza atmış, Ayrı Dünyalar adlı oyununu yazmış.
1915’te
Niğde’de doğmuş Şahap Sıtkı İlter. Ankara Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek
öğreniminin ardından çeşitli kuruluşlarda memur olarak çalışmış. Varlık dergisinde yayımlanan ilk
şiirlerinin ardından şiir eleştirisi, sanat üzerine denemeler yayımlamış. Daha
sonra yazmaya başladığı öyküler asıl yazı evrenini oluşturmasını sağlamış.
Öykülerinde,
romanlarında hep küçük insanların küçük dünyaları içindeki sıkıntılarını, geçim
zorluklarını, topluma dönük bakış açısıyla ele aldığını söyleyebiliriz. Toplum
birey çatışmasındaki haksızlıkları, yazgılarına yenik düşen insanları taşır
öykülerine. Gerçekçi bakış açısının içersinde kişilerinin psikolojik
durumlarını yansıtmaya çalışır.
1970
yılında yayımlanan Acı adlı
kitabındaki öykülerde de Şahap Sıtkı’nın yazı evreni tam olarak karşımıza
çıkar. 1971 yılında Türk Dil Kurumu Hikâye Ödülü’nü kazanır kitap. Kapağında
Arif Dino’nun deseninin, iç sayfalarında Abidin Dino’nun, Orhan Peker’in
çizimlerinin yer aldığı özel bir baskıdır Acı
kitabı.
Kitapta
on bir öykü var. Kitabın sonunda bir de Orhan Peker’e yazılmış bir mektup yer
alıyor. Öyle bir mektup ki, insanın içini acıtan, en az öyküler kadar değerli.
Mektubu Şahap Sıtkı’ya yazdıran ölen oğlunun acısıdır, acıyı yaşanır kılan
anılarıdır. Kitabın ilk öyküsü “Havvana”, kitabın en güzel öykülerinden
biridir, çocukluk kasabasına ziyarete gelen öykü kahramanının yaşlı kadınla
konuşurken geçmişi anmasının öyküsüdür. “Sel” öyküsü günümüzde de sık sık
yaşanan sel felaketine ilişkin bir öykü. Kendilerini iplerle ağaçlara bağlayan
çobanlar gözlerinin önünde selin sürüleri önüne katıp götürmesini acıyla
seyredeceklerdir. “Masalımsı” adlı öyküde bir yayla köyünde çayın suyunu kanal
açarak toprakla buluşturur köylüler. Bunu duyan köyün ağası çıkagelir,
köylülere verdiklerini geri alır, köylüler köyde barınamazlar, bırakıp gitmek
zorunda kalırlar. Kitaba adını veren öykü “Acı” içe kapanıklığın, anılarla
yaşamanın, yazarın gerçek yaşamından gelen evlat acısının öyküsüdür.
Şahap Sıtkı gerek öykü kitaplarıyla, gerekse romanlarıyla
edebiyatımızda kendine yer edinmiş bir yazardır. Gün Görmeyen Sokak, Kimin İçin adlı romanlarının da gerçekçi sesle
insanın iç dünyasını buluşturan atmosferleriyle, iyi bir editör çalışmasının
ardından yeniden yayımlanmayı hak ettiğini düşünüyorum. Öyküleri de elbette,
bir toplu öyküler cildiyle buluşturulmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder