26 Şubat 2016 Cuma

Tarihte Yaşanmamış Olaylar - Ülkü Tamer

Tarihte Yaşanmamış Olaylar - Ülkü Tamer

Kadir Yüksel

            Çağdaş Türk şiirinin önde gelen imzalarından biridir Ülkü Tamer. Şiirimizin eskimeyecek ustalarındandır. Yanardağın Üstündeki Kuş adlı kitapta topladığı şiirleriyle, Mitologya çevirisiyle, denemeleriyle, hatta tiyatroya verdiği emekle unutulmayacaklar arasında yerini almıştır. Alleben Öyküleri adlı kitabındaki öyküleriyle öykü okurları için de ayrı bir yerdedir. 1991 yılında yayımlanan kitap aynı yıl Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü almıştı. Sitti Zeynep, Şekerci Asım, Macı Hüseyin, Çete İsmail bellekte yer eden öykülerdi. Alleben Öyküleri’nden yirmi üç yıl sonra yeni bir öykü kitabıyla öykü okurunu selamladı Ülkü Tamer: Tarihte Yaşanmamış Olaylar.


               “Tarihte yaşanmış ilginç olaylar” türünden kitaplar ilgi çekicidir, hep karşımıza çıkar kitapçı raflarında. Ya da bu ilginç olaylardan hareketle denemeler, romanlar, öyküler yazılmıştır, ilgiyle edinip okumuşuzdur kimi kez. Edebiyatın tarihle olan ilişkisi sorgulanmıştır hep. Ama yanılmıyorsam, ilk kez tarihi bir anlatının içinde tarihte yaşanmamış olayların öyküleştirilmesiyle karşılaşıyoruz. “Bu kitapta okuyacaklarınızın tümü uydurmadır” cümlesiyle başlıyor açıklamasına Ülkü Tamer. Tamamen düzmeceden, palavradan ibaret on tarihi öykü okuyoruz, üstüne üstlük tamamen palavra bir kaynakçayla uğurluyor kitap bizi. Bunu bilerek okuduğumuzda bütün öyküler tarihin yapısını da sorgulatıyor bize. (Kitabı bitirir bitirmez E.H.Carr’ın “Tarih Nedir” kitabını arayıp buldum kitaplığımda.) Tarihin kesinliği ile kurmacanın yalancılığına ilişkin bir karşıtlık yok okuyacağınız öykülerde. Tamamı kurmacanın yalancılığının ürünü ama diliyle, anlatımıyla, atmosferiyle, göndermeleriyle, göstergeleriyle tamamı tarihi… Kitapçı raflarındaki “ilginç tarihi olaylar” türündeki kitapların pek çoğundan daha çok “tarih” gerçeğine yakın olduğunu düşünebilirsiniz, şaşırmayın. Şunu da söylemeliyiz, bu öykülerin fantastik edebiyat açısından da değerlendirilmesi gerek.
            Öyküler farklı tarihsel dönemlere ait. Kabile toplumundan, Mısırlılara, Roma’ya, Elizabeth döneminden, Kızılderililere, İkinci Dünya Savaşı yıllarına kadar farklı dönemlerde yaşanmamış olayların öyküleri. İlk öykü “Gölün Tıkacı” adını taşıyor. Tanganika Gölü kıyısındaki bir köyde yaşayan Oogna Mbuti, köyde yüzmeyi bilen tek kişidir. Suyun üstünde yüzebiliyor oluşu Mbuti’yi neredeyse evliya katına çıkaracaktır. Köylüler o ne derse yapmaya başlarlar, zamanla köyün, yörenin hâkimiyeti yüzmeyi bilen gencin eline geçecektir. Uzun yıllar yöreyi huzur içinde yönetir Mbuti.
            İkinci öykü “Dördüncü Piramit”, kumlar üstündeki üç büyük piramidin yanına yaptırılan dördüncü piramidin yapılış ve yıkılış öyküsüdür. Ayrıca kedilerin neden Mısır’da kutsal varlıklar olarak görüldüğünü de öğreniyoruz! “Kanla Yıkanan Ölü” kitabın üçüncü öyküsü. Maya tarihine ilişkin bu öyküde Mayaların sonunu hazırlayan ilginç mi ilginç rastlantı çıkıyor karşımıza! Maya hükümdarı Atanqui, halkını kurtarmak adına büyük bir hata yapacak ve bunu kanıyla ödeyecektir. Portekizliler büyük bir donanmayla bu yeni topraklardaki zenginlikleri yağmalamaya belki de hiç gelmeyeceklerdi, Mayalar bugüne dek yaşayacaklardı.
            “Çin Seddi’nde Büyük Koşu”da, iki oğlunu da savaşta yitiren imparator, kızını evlendirmek için adaylar arasında bir yarış düzenler. Kazanan tahta oturacak ve ülkeyi yönetecektir. Dört soylu aday arasında geçecek olan yarış zamanla kızışır. Tahtı ele geçirme hırsı, iktidar savaşının yaşattığı kirlenmeler, öyküdeki gibi hep uydurma, palavra aslında, gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi yok (!)
             “Sen de mi, Brutus?” W.Shakespeare’nin Julius Caesar adlı oyununda geçen, oyundan da, yazarından da, karakterlerinden de daha ünlü bir repliktir. Roma tarihine ilişkin bir gerçekmiş gibi kabullenilmiştir. Oysa gerçek bambaşkadır. Ülkü Tamer asıl tarihi gerçeği yazıyor, yaşanmamış o ilginç tarihi olayı aydınlığa kavuşturuyor. “İvan Rubinoviç’in Yükselişi” annesi gözlerinin önünde babası tarafından öldürülen İvan Rubinoviç’in talihinin yardımıyla hızla basamakları tırmanarak çarlığa kadar tırmanışının öyküsüdür. Rubinoviç’in oğlu ise Rusya’nın yükselme dönemini başlatacak Çar Petro’dur. İşte tarihin gizli kalmış bir noktası daha.
            “Cezasını Önceden Çekmişti” Lucia’nın Teni adını verdiği mor gülü üreten Albrecht Brümmer’in ilginç yaşamının öyküsüdür. İşlemediği bir cinayetten yirmi sekiz yıl hapis yatan Brümmer, adaletten alacaklı olmuştur. Adalet sisteminin sorgulanması bu ilginç yaşanmamış tarihi hakikat karşısında yeniden yapılmalı. “Karlı Geyik’in Düşü” Kızılderililerin yaşamına ilişkin bir öykü. Wabijo kabilesinin reisi Yıldız Gözlü Boğa’nın tek kızı Karlı Geyik çocuk doğurma yaşına erişmiştir. Evlenmesi için en doğal aday Ateş Salkımı’dır. Geleneklere göre evlenme izni alınır ama Karlı Geyik bir düş görecek ve işler karışacaktır.
            “Soylu Oyuncu” Kraliçe’nin yeğeniyle evli Lord Wynter’in başından geçen ilginç tarihi yaşanmamış gerçeklerin öyküsüdür. Genç çiftin bir türlü çocukları olmaz. Suçu birbirine atarlar. Evde çıkan bir tartışma sırasında kaza sonucu Lord Wynter eşini öldürür. Kraliçe’nin kendisini sağ bırakmayacağını düşünen Lord kaçıp izini kaybettirir. Bir tiyatro topluluğunda oyuncu olacaktır. Kendisini unuttursa da gün gelecek topluluk Kraliçe’nin önünde oyun oynayacaktır. “Savaşı Uzatan Fırtına” daha yakın sayılabilecek bir tarihte, İkinci Dünya Savaşı sırasında geçiyor. Hitler ordusundan kaçıp İngiltere’ye sığınan Wolfgang Hauser’in öyküsüdür anlatılan. Gizli belgeleri Amerika’ya ulaştırmak için İngiliz generali Denham’la birlikte uçağa binerler. Atlantik’i geçerken fırtınaya yakalanırlar. Tarihin ve talihin cilvesi savaşın gidişini değiştirecektir.
            Tarihin o anlatımcı dilini kullanıyor öykülerinde Ülkü Tamer. Ayrıntıları unutmadan, anlattığı dönemin atmosferini sözcüklerden öykünün bütününe yayarak okuyucusunu içine alıveriyor. Alaysamalı anlatımı, oyunsu kurgusu, fantastik öğeler, hatta yer yer tamamen şakaya varan yazarlık hileleri (sondaki kaynakça gibi) Tarihte Yaşanmamış Olaylar kitabını bir önceki Alleben Öyküleri’nden çok farklı bir yerde konumlandırıyor.

            Yaşanmamış olmalarına karşın yaşanmış gerçekler kadar etkileyici ve hakiki olduklarını düşünüyorum öykülerin. İnsanın özüne, insanlığın tarihte yaşadıklarının insan soyu için nasıl da değişmez özellikler barındırdığına ilişkin öyküler. Tamamı uydurma kitaptaki öykülerin, ama hakiki olmayan hiçbir yanları yok. O nedenle öyküler, edebiyatın gerçekten daha gerçek olduğuna inanan okuyucularını bekliyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder