4 Mayıs 2014 Pazar

SAHAFTAN 1 - TİYATRO YÖNETMENİNİN ÇALIŞMASI


Tiyatro Yönetmeninin Çalışması
Ucundan kıyısından oyun yönetmeye bulaşmış bir insan olarak çok şeyler öğrendiğim, yıllardır elimin altından eksik etmediğim, ne yazık ki yeni baskısı olmayan bir kitaptan söz etmek istiyorum. Özdemir Nutku’nun “Tiyatro Yönetmeninin Çalışması” adlı kitabı. Kitabın ilk baskısı 1974 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi yayını olarak yapılmış. Bendeki ikinci baskı. 1991 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları arasında yayınlanmış. Özdemir Nutku’nun kuramsal kaynaklardan daha çok, dünya çapındaki yönetmenlerin yanında yaptığı çalışmalardan, kendi sahneleme deneyimlerinden yararlanarak oluşturduğu bir kitap bu.
Çağdaş tiyatro gelişimini tiyatro yönetmenlerinin çalışmalarına borçludur. Stanislavski’den Brecht’e, Peter Brook’tan Augusto Boal’a kadar tiyatroda çağdaş sahne plastikleri oluşturmaktan, postmodern ya da minimalist sahnelemelere kadar pek çok sahne deneyimi, hatta oyunculuk kuramları yönetmenlerle anılır. Düşünsel çerçeveleri, kuramsal boyutları yönetmenler tarafından çizilir. Yönetmen tiyatroda birleştirici, bütünleyici bir işlev görür. Çağımızın tiyatro tarihi, sahneye oyun koyma tarihidir aynı zamanda.
Antik Yunan tiyatrosunda koroyu eğiten, çalıştıran korobaşı, bugünkü yönetmen kavramına oldukça yakındır. Elizabeth döneminde Shakespeare’in yazdığı oyunları kendisinin sahneye koyduğunu, oyuncularını çalıştırdığını biliyoruz. Fransa’da Moliere, Almanya’da Goethe birer yönetmen gibi çalışmışlar. Ama bütün bunlar ve benzeri diğer örnekler bugünkü anlamda sahneleme estetiğinin bütününden sorumlu, sahnelemeye yaratıcılığını, farklı okumalarla yorumunu katmış bir yönetmen olarak görülemezler. Çağdaş tiyatro yönetmeninin ilk evresi “Tiyatro Dükü” ile başlar. Almanya’da Dük II. George oyun düzenini bir yaratma işi olarak ele alıp oyunculuğu takım oyunculuğuna dönüştürerek somut sahne uygulamaları gerçekleştirir. Andre Antoine ile başlayan çabalar yönetmenliğin çağdaş tiyatroyu yaratmasını ve tiyatro düşüncesinin gelişimini sağlamıştır. Stanislavski, Edward Gordon Craig bu gelişimin önemli temsilcileri oldular. Sahne uygulamaları ve oyunculuğa getirdikleriyle çığır açtılar. Onları Reinhardt, Mayerhold, Artaud, Piscator, Brecht gibi yönetmenler izledi. İçlerinden tiyatro düşüncesini derinden sarsan yönetmenler çıktı. Sahnelemeleriyle tiyatro sanatına yepyeni pencereler açtılar.
Kitabın giriş bölümünde yönetmenin gerekliliğinden yola çıkılıyor. Yönetmenle yazar, oyuncu, seyirci arasındaki ilişkiler değerlendiriliyor. Sonrasında kitap dört ana bölüme ayrılmış. Birinci bölüm “organik değerlendirme” başlığını taşıyor. Oyun üzerine çalışmayı ele alan bölümde yorum yönteminden dramaturjik bakışa, budamadan reji defterine kadar yönetmenin masa başı çalışmalarından söz ediliyor. İkinci bölüm “plastik değerlendirme” başlığı altında yönetmenin temel anlatım güçlerine yöneliyor. Oyuncu seçimi, prova düzeni,  oyuncularla yapılan çalışmalar, oyuncuların role yaklaşımları, sahnenin bölümlenmesi… Yönetmenin oyun düzeni olarak, tasarım, optik yorum, hız – tartım, sözsüz oyunlar ele alınıyor. Üçüncü bölümse “teknik değerlendirme” adıyla tiyatro sanatının yan etmenlerini, dekor ve ışıklamanın, giysi ve makyajın, müzik ve aksesuarın sahnelemeye nasıl etki ettiğini, estetik ve teknik özelliklerini inceliyor. Dördüncü bölüm ise “ortada oyun” başlığıyla çevreli tiyatronun, ortaoyunumuza da değinerek ortada oyunun teknik ve plastik özelliklerini ele alıyor.
Her yönetmen kendi çalışma ilkelerini kendisi belirleyecek, kendi kurallarını, yöntemini ve biçemini oluşturacaktır. Yaracılık yeteneğine bilimsel düşünceyi de katacaktır. Ama bunları yapabilmesi için her şeyden önce temel bilgileri edinmesi gerekir. Yeni kurallar, yeni yaklaşımlar, temel kuralların, temel yaklaşımların bilinmesiyle oluşturulacaktır. Özdemir Nutku’nun kitabı bu temel kuralları ve yaklaşımları inceleyen ama bunu yaparken kesinlikle reçeteler sunmayan, verdiği örneklerle yönetmen adayının bakış açısının gelişmesine yardımcı olan, yönetmenlik üzerine düşünmemizi sağlayan önemli bir başucu kitabı. Keşke bir kez daha gözden geçirilip yeni baskıları yapılsa.

Hamiş: 1-Meraklısına, yönetmenlik üzerine eskilerden bir kitap daha: Sahneye Koyma Sanatı. Suat Taşer’in dilimize çevirip hazırladığı kitap dünyanın belli başlı büyük yönetmenlerinin sahneye koyma sanatı üzerine görüşlerini bir araya topluyor. Yönetmenler yazılı kültürden gelen gelenekleriyle deneyimlerini yazıya döküyorlar. Yaptıkları iş üzerine düşünce üretiyorlar. Özellikle E. Gordon Craig’in seyirci rejisör diyaloglarıyla oluşturduğu “Tiyatro Sanatçısı” adlı yazı okunmaya değer.
            2-Meraklısına, bir internet gezintisi öneriyorum. Engin Alkan’ın yönettiği oyunlar için oluşturduğu siteleri ziyaret edin. İstanbul Efendisi Ardiyesi, Tohum ve Toprak, Tarla Kuşuydu Juliet… Sözünü ettiğim, gelecek kuşaklara rejilerle ilgili belge bırakma işini nasıl özenle yaptığını göreceksiniz. Mutlaka kitap olması gerekmiyor, çağımızın teknolojileri de pekala kullanılabiliyor. Önemli olan bunun gerekliliğine inanmak.        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder