Tiyatro
Yönetmeninin Çalışması
Ucundan kıyısından oyun yönetmeye
bulaşmış bir insan olarak çok şeyler öğrendiğim, yıllardır elimin altından
eksik etmediğim, ne yazık ki yeni baskısı olmayan bir kitaptan söz etmek
istiyorum. Özdemir Nutku’nun “Tiyatro
Yönetmeninin Çalışması” adlı kitabı. Kitabın ilk baskısı 1974 yılında Dil
ve Tarih Coğrafya Fakültesi yayını olarak yapılmış. Bendeki ikinci baskı. 1991
yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları arasında yayınlanmış. Özdemir
Nutku’nun kuramsal kaynaklardan daha çok, dünya çapındaki yönetmenlerin yanında
yaptığı çalışmalardan, kendi sahneleme deneyimlerinden yararlanarak oluşturduğu
bir kitap bu.
Çağdaş tiyatro gelişimini tiyatro
yönetmenlerinin çalışmalarına borçludur. Stanislavski’den Brecht’e, Peter
Brook’tan Augusto Boal’a kadar tiyatroda çağdaş sahne plastikleri
oluşturmaktan, postmodern ya da minimalist sahnelemelere kadar pek çok sahne
deneyimi, hatta oyunculuk kuramları yönetmenlerle anılır. Düşünsel çerçeveleri,
kuramsal boyutları yönetmenler tarafından çizilir. Yönetmen tiyatroda birleştirici,
bütünleyici bir işlev görür. Çağımızın tiyatro tarihi, sahneye oyun koyma
tarihidir aynı zamanda.
Antik Yunan tiyatrosunda koroyu eğiten,
çalıştıran korobaşı, bugünkü yönetmen kavramına oldukça yakındır. Elizabeth
döneminde Shakespeare’in yazdığı oyunları kendisinin sahneye koyduğunu,
oyuncularını çalıştırdığını biliyoruz. Fransa’da Moliere, Almanya’da Goethe
birer yönetmen gibi çalışmışlar. Ama bütün bunlar ve benzeri diğer örnekler
bugünkü anlamda sahneleme estetiğinin bütününden sorumlu, sahnelemeye
yaratıcılığını, farklı okumalarla yorumunu katmış bir yönetmen olarak
görülemezler. Çağdaş tiyatro
yönetmeninin ilk evresi “Tiyatro Dükü” ile başlar. Almanya’da Dük II. George
oyun düzenini bir yaratma işi olarak ele alıp oyunculuğu takım oyunculuğuna
dönüştürerek somut sahne uygulamaları gerçekleştirir. Andre Antoine ile
başlayan çabalar yönetmenliğin çağdaş tiyatroyu yaratmasını ve tiyatro
düşüncesinin gelişimini sağlamıştır. Stanislavski, Edward Gordon Craig bu
gelişimin önemli temsilcileri oldular. Sahne uygulamaları ve oyunculuğa
getirdikleriyle çığır açtılar. Onları Reinhardt, Mayerhold, Artaud, Piscator,
Brecht gibi yönetmenler izledi. İçlerinden tiyatro düşüncesini derinden sarsan
yönetmenler çıktı. Sahnelemeleriyle tiyatro sanatına yepyeni pencereler
açtılar.
Kitabın giriş bölümünde yönetmenin
gerekliliğinden yola çıkılıyor. Yönetmenle yazar, oyuncu, seyirci arasındaki
ilişkiler değerlendiriliyor. Sonrasında kitap dört ana bölüme ayrılmış. Birinci
bölüm “organik değerlendirme” başlığını taşıyor. Oyun üzerine çalışmayı ele
alan bölümde yorum yönteminden dramaturjik bakışa, budamadan reji defterine
kadar yönetmenin masa başı çalışmalarından söz ediliyor. İkinci bölüm “plastik
değerlendirme” başlığı altında yönetmenin temel anlatım güçlerine yöneliyor.
Oyuncu seçimi, prova düzeni, oyuncularla
yapılan çalışmalar, oyuncuların role yaklaşımları, sahnenin bölümlenmesi…
Yönetmenin oyun düzeni olarak, tasarım, optik yorum, hız – tartım, sözsüz
oyunlar ele alınıyor. Üçüncü bölümse “teknik değerlendirme” adıyla tiyatro
sanatının yan etmenlerini, dekor ve ışıklamanın, giysi ve makyajın, müzik ve
aksesuarın sahnelemeye nasıl etki ettiğini, estetik ve teknik özelliklerini
inceliyor. Dördüncü bölüm ise “ortada oyun” başlığıyla çevreli tiyatronun, ortaoyunumuza
da değinerek ortada oyunun teknik ve plastik özelliklerini ele alıyor.
Her yönetmen kendi çalışma ilkelerini
kendisi belirleyecek, kendi kurallarını, yöntemini ve biçemini oluşturacaktır.
Yaracılık yeteneğine bilimsel düşünceyi de katacaktır. Ama bunları yapabilmesi
için her şeyden önce temel bilgileri edinmesi gerekir. Yeni kurallar, yeni
yaklaşımlar, temel kuralların, temel yaklaşımların bilinmesiyle
oluşturulacaktır. Özdemir Nutku’nun kitabı bu temel kuralları ve yaklaşımları
inceleyen ama bunu yaparken kesinlikle reçeteler sunmayan, verdiği örneklerle
yönetmen adayının bakış açısının gelişmesine yardımcı olan, yönetmenlik üzerine
düşünmemizi sağlayan önemli bir başucu kitabı. Keşke bir kez daha gözden
geçirilip yeni baskıları yapılsa.
Hamiş: 1-Meraklısına, yönetmenlik üzerine
eskilerden bir kitap daha: Sahneye Koyma Sanatı. Suat Taşer’in dilimize çevirip
hazırladığı kitap dünyanın belli başlı büyük yönetmenlerinin sahneye koyma
sanatı üzerine görüşlerini bir araya topluyor. Yönetmenler yazılı kültürden
gelen gelenekleriyle deneyimlerini yazıya döküyorlar. Yaptıkları iş üzerine
düşünce üretiyorlar. Özellikle E. Gordon Craig’in seyirci rejisör
diyaloglarıyla oluşturduğu “Tiyatro Sanatçısı” adlı yazı okunmaya değer.
2-Meraklısına, bir internet gezintisi
öneriyorum. Engin Alkan’ın yönettiği oyunlar için oluşturduğu siteleri ziyaret
edin. İstanbul Efendisi Ardiyesi, Tohum ve Toprak, Tarla Kuşuydu Juliet… Sözünü
ettiğim, gelecek kuşaklara rejilerle ilgili belge bırakma işini nasıl özenle
yaptığını göreceksiniz. Mutlaka kitap olması gerekmiyor, çağımızın
teknolojileri de pekala kullanılabiliyor. Önemli olan bunun gerekliliğine
inanmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder